5 Mart 2014 Çarşamba

NEREDE KALMIŞTIK

    Konumuz ; ALLAHa olan minnetimizi şükrümüzü nasıl ifade etmemiz gerektiğiydi. Öncelikle RABBİMİZİ gerçek manada tanımalıyız ve yaratma sanatının eşsizliğini kavramalıyız. Bununla birlikte şu kainattaki sıradanlaşmış mucizelere, bir de ilmi gözle bakarsak mucizeyi kavramış olacağız. ''Ben bilinmez bir cevher idim bilinmek murad ettim, Kainat-ı mahlukatı yarattım'' Hadis-i Şerifi ışığında meseleyi ele alalım.

    Şuan sizlere rahatca ulaşmamı sağlayan bilgisayarın mucidi için bile minnettarlığımızı '' Yahu adam ne iyi düşünmüş, Şu bilgisayarın yaptıklarına inanamıyorum, Bilgisayar olmadan önce nasıl yaşıyormuşuz'' gibi ifadelerle iletirken; Peki ya bilgisayarın mucidini yaratan, ona o zekayı ikram eden ZAT'ın hiç mi anılmaya, teşekküre, şükre hakkı yoktur? Hemde karşılığında da sonsuz bir mutluluk , huzur alemi varken. Kendi adıma aileme, evladıma olan sevgim bile ALLAHıma olan minnettarlığımın kaynağı olarak yeterken tüm bu sevdiklerimin, yediklerimin, yıldızların, oksijenin, suyun vs.  karşılığını hakkıyla verememek boynumu bükmektedir.

  İçinde bizimde bulunduğumuz ve yüzmilyarlar adedince yıldızları ve gezegenleri barındıran galaksi ve bu galaksiden yüzmilyarlar adedince  uzayları ve bunların içinde yaşayanları barındıran kainat şüphesiz ki biz nefsimizi doyuralım ona biat edelim diye yaratılmamıştır. Mantıklı olan şudur ki: bu nimetlerin bir fiyatı olmalı, bir karşılığı olmalı. O zaman ALLAH bize ücretini Kuran-ı Kerimde nasıl açıklıyor o na bakalım ve, bir an önce borcumuzu ödemeye başlayalım İNŞAALLAH.
                                            
        
                                                                                                        (devamı bir sonraki yazıda gelecek)
  

2 Mart 2014 Pazar

BİR ŞEY YAPMALI

   Evet yazmak ve okumak hayatıma hiç sokmayı düşünmediğim eylemlerdi benim için.  Bugün ilkokula başladığım gün ki gibi, okuma-yazmayı ilk öğrendiğim gün ki gibi heyecanlıyım. Etrafımı yeniden ALLAH nazarıyla okuyorum ve blogumda da bu gördüklerimi yazmaya çalışacağım. Tabi yazı dilimdeki hatalarımıda affetmenizi şimdiden rica edeceğim sizden.
 
    Sizlerle; annelerimizin, eşlerimizin, arkadaşlarımızın ufak tefek lutuflarına, ikramlarına bile nezaketen bir teşekkür bekledikleri dünyamızda ALLAHUTEALA'ya , şu evreni nefsimize hizmetkar olarak sunduğu için nasıl davranmamız gerektiği hususunu paylaşacağım. (Tabiki alıntılarla , okuduğum yazarların görüşleriyle  belki nacizane aklımın yettiği yorumlarla)

    Düşünün ki dünya alemindeki tüm nebatat ve hayvanat insanların hayatta kalması için gerekli ısı, gıda, giyim, barınma, tedavi gibi kaynakları bize sağlamaktadır, tabiki bunlar ALLAH'IN bizlere lutfudur. Peki bu 300bini aşkın bitki, 8 milyonu aşkın hayvan, yüzmilyarları aşkın yıldız, canımızdan çok sevdiğimiz ailemiz için birşeyler yapmayı düşünmüyormuyuz, harekete geçme zaman gelmedimi?

   Şimdi soruyu anladınız, sonraki yazılarım bu konu üzerinden devam edecek ve sorunu cevabını birlikte bulmaya çalışacağız İnşaallah.

26 Şubat 2014 Çarşamba

Benide kabul et blogger

      Merhaba Değerli Hazirun.

Diğer sosyal medya organlarında ki laçkalık ve kirlilik beni bu mecraya yönlendirdi. Umarım değerli

fikirleri olan kendi gelişimime katkı sağlayabilecek paylaşımlar bulabilirim.

    İnsanların yargılanmadan özgürce düşüncelerini paylaşabildiği bir platform olması dileğiyle
SAYGILARIMI SUNARIM.

FA'AL VE KUDRETLİ ZATIN HARİKA İŞLERİ

     Yağmurun taneleri sayısınca menfaatler ve katreleri adedince Rahmânî cilveler ve reşhaları miktarınca hikmetler içinde bulunuyor. Hem o şirin ve lâtif ve mübarek katreler o kadar muntazam ve güzel halk ediliyor ki, hususan yaz mevsiminde gelen dolu o kadar mizan ve intizamla gönderiliyor ve iniyor ki, fırtınalarla çalkalanan ve büyük şeyleri çarpıştıran şiddetli rüzgârlar, onların muvazene ve inti...zamlarını bozmuyor; katreleri birbirine çarpıp, birleştirip zararlı kütleler yapmıyor. Ve bunlar gibi çok hakîmâne işlerde ve bilhassa zîhayatta çalıştırılan basit ve câmid ve şuursuz müvellidülmâ ve müvellidülhumuza (hidrojen-oksijen) gibi iki basit maddeden terekküp eden bu su, yüz binlerle hikmetli ve şuurlu ve muhtelif hizmetlerde ve san'atlarda istihdam ediliyor. Demek bu tecessüm etmiş ayn-ı rahmet olan yağmur, ancak bir Rahmân-ı Rahîm hazine-i gaybiye-i rahmetinde yapılıyor.

    Yani yağmurun yüzbinler adedince hikmeti vardır, ve buyüzden rahmet namıyla anılır. Bulutları birbirine çarpıştıran, fırtınalar koparan rüzgarlar hiç bir yağmur tanesini birbirine yapıştırmazda o denli yüksekten yanağımızı okşar gibi akar gider.
"Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen fa'al ve kudretli bir Zâtın hârika işlerine bak. Sen başıboş olmadığın gibi, bu hadiseler de başıboş olamazlar. Herbirisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar" (Bediüzzaman)


   

KORKULACAK BİR DURUM YOK...

   Anne karnındaki bebeğe deseler ki: Dışarıda masmavi bir gökyüzü, alevden bir güneş, çok yüksek dağlar, uçsuz bucaksız okyanuslar, dupduru nehirler var, Şüphesiz ki Suyun dışında yaşayamayacağını, göbek kordonu olmadan beslenemeyip öleceğini düşünen o bebekte inanmayacak ve dahi korkacaktır. Ama dünyaya geldiğinde farkettiği güzel eşsiz tasarlanmış bir dünya olacaktır.. Şuan yaşadıklarımız bu duygulardan ibarettir.
    Ve göbek kordonsuz, akciğer solunumunu bilmeden, suyun içinden bizi çıkartıp yaşamamızı devam ettiren,sonsuz nimetlerle bizi rızıklandıran RABBİMİZ; muhakkaki toprağın altı içinde muazzam bir hayat tasarlamış ve rızıklarımızı hazırlamıştır.

25 Şubat 2014 Salı

DEĞİŞTİRİN BAKIŞ AÇINIZI

İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ GLOBAL KAOS DURUMU MÜSLÜMANLARIN CANİLİĞİ OLARAK ADLANDIRILMAKTADIR. HER YERDE MÜSLÜMANLAR KATLİAMLAR YAPIYOR, MÜSLÜMAN ÜLKELERDE İNSANLAR ÖLDÜRÜLÜYOR, DÜNYANIN EN ZALİM İNSANLARI MÜSLÜMALARDIR, İSLAMİYET EN VAHŞİ DİNDİR, GİBİ SUİZANLAR ALIP BAŞINI GİTMEKTEDİR. ZİRA ''1. VE 2. DÜNYA SAVAŞLARINI, YAHUDİ KATLİAMLARINI, AFRİKANININ SÖMÜRGELEŞTİRİLMESİ ESNASINDAKİ SOYKIRIMLARI, DOĞU TÜRKİSTANIN ASİMİLE EDİLMESİNDE ÖLDÜRÜLEN İNSANLARI, AHISKADAN ATEŞE VERİLMİŞ TRENLERLE SÜRGÜNE GÖNDERİLEN TÜRKLERİ ,NORVEC'DE KAMP YAPAN 72 OGRENCİYİ ÖLDÜREN PSİKOPAT '' GİBİ VAKALARI MÜSLÜMANLAR YAPMADIĞI GİBİ BUNLARI YAPAN KİŞLERİN ORTAK NOKTASI OLAN HRİSTİYANLIĞINDA KÖTÜ , CANİ BİR DİN OLDUĞUNU GÖSTERMEZ. YANİ OLUMSUZ BİR ÖRNEK ÜZERİNDEN OLUMSUZ BİR TÜME VARIM YAPILMAZ BU FELSEFE BİLİMİNİN DEVAMLI ÇATIŞTIĞI BİR MANTIK HATASIDIR.