9 Şubat 2015 Pazartesi

DİN ŞÖYLE BİR YERDE DURSUN



   Mesele önemli dikkat buyrun efendim;
Önceki yazılarımdan birinde global terörden ve etrafımızdaki vahşetin sorumluluğunu
müslümanlara mal eden bir yapılaşmayı tenkit etmiştim ve bu algı operasyonu için sizleri
uyarmıştım. Görünen o ki bu konuda başarılı olamamışım; aksine bu algı operasyonu
yeni bir din düşmanlığı oluşturmakta.

   Şöyle ki, etrafımda duyduğum konuşmalar, okuduğum yazılar dinin yersizliğini,
dine duyulan güvenin yok olduğunu göstermekte. Adeta dine gerek olmadığına illa olacaksa da
şöyle bir kenarda durması gerektiğine inanılmakta.
Bakınız

    Bakınız bu mantık hatası bizleri çok daha büyük bir kaosa sürüklemek üzere kurulmuş,
planlanmış bir çalışmadır ve kurtulmanın yolu dünyamıza uzaktan bir bakış atmaktır.
Gelin bu bakışı birlikte atalım ve dinin bizi nasıl da masumca beklediğini izleyelim.

    Efendim öncelikle dinin tanımıyla bir giriş yapalım:  Tanrı'ya, doğaüstü güçlere,
çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum,
 diyanet" ve "Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde
toplayan, sağlayan düzen. Daha açıklayıcı ve sadeleştirici bir tanım da ben yapayım; Din,
yaratılan varlıklar bütünlülüğünün , çeşitliliğinin yaratıcıya karşı ve birbirlerine karşı
yerine getirmek zorunda oldukları kuramlar bütünüdür. Bu minvalde dine yoksun ,gelme, gitme,
istemem demek gibi bir arzumuz olmamalıdır.

    Dünyayı önümüze alalım ve inceleyelim. Ne kadar farklı insanlar, hayvanlar, kültürler,
rengarenk tenler, çeşit çeşit fikirler var, bu varlıkların aynı gezegende yaşamalarını sağlayacak
ve tüm ihtiyaçlarını, sorumluluklarını, haklarını belirleyecek bir siteme ihtiyaç var. Peki
bu sistemi, hiç biribirini görmemiş, farklı fikirler üzerine kafa yormamış, değişik toplumsal
olgulara vakıf olmayan, iklimini ve bitki örtüsünü bilmeyen, dilini bilmeyen, kökenine ulaşamayan
bir kişi ve/veya bir kurum, bir topluluk kurabilir mi? Benim görüşüm ;böyle bir kanunu bu saydığım
bilgilere ulaşan bir kişi/kurum dahi oluşturamayacaktır.

     Tüm varlıkların meydana getiren zat müdehale etmedikçe bukadar çeşitliliği bir nizama kimse
bağlayamaz. İlmiyle kudretiyle tüm kainatı yaratan, hepimizi tanıyan, kainatta ki gelmiş gelecek
bütün atomları bir araya getiren Tanrı ancak ve ancak bu düzeni sağlayabilir. Ve bu düzenin adına
İslamiyet, kuralların tatbik edilmesini sağlayan anayasaya ise Kuran-ı Kerim deniyor.
Hepinizi islamın o çepeçevre kavrayan sıcaklığını, size ayarlanmışcasına içtenliğini araştırmaya davet ediyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder